Utku Cevre

Sonsuz Barış Üzerine

Immanuel Kant bildiğiniz gibi 18. yüzyılın en önemli aydınlanmacı filozoflarından biri. Kant'ın yaşadığı Prusya (şimdinin Almanya'sı), o dönem ordusu ve üniversiteleri ile Avrupa'nın en hızlı büyüyen devleti konumunda ve Kant'ın yaşamının en az 15 yılında, en önemlileri Silezya Savaşları ve Yedi Yıl Savaşları olmak üzere diğer Avrupalı devletlerle savaş halinde (Yedi Yıl Savaşları döneminde geçen Stanley Kubrick'in destansı filmi Barry Lyndon'ı da anmamak olmaz). Kant'ın doğum yeri olan Königsberg bir dönem Çarlık Rusya'nın işgali altında bile kalıyor. 1789'daki Fransız Devrimi'nden sonra ise dünyaya yayılan eşitlik, özgürlük, kardeşlik akımı Kant'ı da etkiliyor ve 1795'te yayınlanan Ebedi Barış Üzerine Felsefi Bir Deneme isimli eseriyle, felsefe yaşamı boyunca peşinde koştuğu ahlak kavramını insanoğlu için savaşsız bir dünya kurmanın temeline oturtuyor.

barrylyndon

Devletler arasında ebedi (sonsuz) barışın ön maddeleri Kant'a göre şunlar:

  1. İçinde gizlenmiş yeni bir harp vesilesi bulunan hiçbir antlaşma bir barış antlaşması sayılamaz.
  2. İster küçük ister büyük olsun, hiçbir bağımsız devlet diğer herhangi bir devletin hakimiyeti altına tevarüs (miras alma), mübadele (değiş tokuş), alım-satım veya hibe yollarıyla asla geçmemelidir.
  3. Daimî ordular zamanla ortadan tamamıyla kalkmalıdır.
  4. Devlet, dış menfaatlerini desteklemek için borçlanmalara girişmemelidir.
  5. Hiçbir devlet, diğer bir devletin esas teşkilatına veya hükümetine zor kullanarak karışmamalıdır.
  6. Hiçbir devlet, harpte, ileride barış akdedileceği zaman devletlerin birbirine karşılıklı güven duymalarını imkânsız kılacak yollara başvurmamalıdır.

21 yüzyılın ilk çeyreğini doldurmaya yaklaştığımız şu günlerde konunun halen güncelliğini koruması şaşırtıcı gelmedi değil mi? Kant bunları sayarken esasında naiflik göstermez. Kendisinin yine bu kitaptan şu sözü aslında insan topluluklarının doğası üzerine düşündürücü:

İnsanlığın eğri büğrü kerestesinde hiç düz bir şey yapılmamıştır.

Kitabın ikinci bölümünde, bir arada yaşayan insanların doğal halinin barış hali değil, her zaman ilan edilmemiş olsa da her an patlayabilecek savaş hali olduğunu ifade eder. Ancak ahlaka, hukuka ve tabiata güveni vardır, o sebeple eser yine de iyimser sayılabilir. Bu noktada ebedi barış tesis edilebilmesi için saydığı son maddeler şunlardır:

  1. Her devletin esas teşkilatı cumhuriyetçi olmalıdır.
  2. Devletler hukuku. hür devletlerden kurulu bir federasyona dayanmalıdır.
  3. Dünya vatandaşlığı hukuku, evrensel bir misafirlik şartları ile sınırlandırılmalıdır

unitednations

Bu noktada toplumların kendi iradelerini temsil yoluyla da olsa ellerinde tutabilmeleri, Birleşmiş Milletler gibi uluslararası organizasyonların oluşturulması, dünya vatandaşlığı ve serbest dolaşım hakkı gibi başlıklar altında adeta gelecekten gelen önerilerine yer veriyor. Kant bir de gizli son madde ekliyor ve "Harp için silahlanmış devletler, ebedi barışı mümkün kılacak şartlar hakkında filozofların düsturlarını göz önünde tutmalıdırlar," diyor. Bununla Platon'un Devlet isimli eserinde önerdiği filozof kral fikrine eleştiri getiriyor, zira iktidarda olmanın akılcı ve muhakemeci yaklaşımı körelteceğinden bahsediyor. Politikanın aşağıdakiler gibi safsatalar yardımıyla akılcılıktan popülizme çok kolay kayabildiğini anlatıyor:

Bunun nedeninin objektif bir masada ahlak ve politika arasında bir çatışma olmasından değil, subjektif olarak insanların bencilce davranmasından ileri geldiğini iletiyor. Kamu hukukuna önem vermenin sonsuz barış fikrine yardımcı olacağını belirterek eserini tamamlıyor.

Immanuel Kant'ın önemli bir denemesini incelediğimiz bu yazıda yorumları size bırakıyorum. Ne kadar ilerlemişiz, daha ne kadar yolumuz var? "Yurtta sulh, cihanda sulh" diyen kurucu ve kurtarıcımız Mustafa Kemal Atatürk'ü saygıyla anarak kapatıyorum.

Sevgiyle kalın.

#deneme