Utku Cevre

Field of Dreams

Iowa'lı bir çiftçi olan Ray Kinsella bir gün mısır tarlasındayken, ona bir beyzbol sahası inşa etmesini, eğer inşa ederse "o"nun geleceğini söyleyen bir ses işitir. Tarlasının bir kısmını iptal edip sahayı inşa ettiğinde, o yıl final maçlarında şike yaptıkları gerekçesiyle spordan men edilen 1919 Chicago White Sox beyzbol takımının, takım kaptanı "Pabuçsuz" Joe Jackson başta olmak üzere, 8 oyuncu birden sahaya geldiğini görür. Hikâye bundan sonra dallanıp budaklanıyor tabii. 1982 tarihli aynı adlı romandan uyarlanan Field of Dreams (Düşler Tarlası), sinema tarihinin en büyüleyici deneyimlerinden biri. Bittiği zaman insanda sevdiklerine sarılma isteği uyandırıyor, çocukluk düşlerinden, belki sıkı sıkı tutunması gereken hayallerinden ne kolay vazgeçtiğini hatırlatıyor; işin güzel yanı tekrar kolları sıvatıyor. Bu filmi video oynatıcımızda ilk izlediğim zaman gözümde canlanıyor. Yaşım ufak olduğu zamanlarda izlediğim filmlerden olduğu için yıllar boyu filmin akışı ve sonu net bir şekilde gözümün önüne gelmese de, Field of Dreams filmi benim için, anne ve babanın eve nadiren misafirliğe gelen iyi yürekli ve sohbetini dinlemesi keyifli aile dostu gibiydi; küçükken kim olduğunu çözemezsin, ismini bile yanlış bilirsin belki, tanıdıkça sever sayarsın. Ben de Field of Dreams filmini tanıdıkça sevdim ve saydım.

 

Sene 1989, Kevin Costner müthiş Brian de Palma filmi The Untouchables ile iki yıl önce meşhur olmuş, arada Bull Durham isimli bir beyzbol filmi denemesi yapmış, kariyer zirvesi Dances with the Wolves'u seneye çekecek; yani özetle Kevin'ın Kevin olduğu zamanlar. Ray Kinsella karakterinin arayıp bulduğu inzivaya çekilmiş yazar Terence Mann rolünde (ki bu yazar filmin uyarlandığı kitapta, Catcher in the Rye'ın - okuyun - bir benzeri olmayan yazarı J.D. Salinger'dır) Darth Vader'ın davudi sesi James Earl Jones, bu inançlı şüpheciye (oksimoron yapayım) ince ince hayat veriyor. Joe Jackson rolünde Ray Liotta, kariyerinin başlarında ama o da ertesi yıl Martin Scorsese'nin modern klasiği Goodfellas'ta başrolü Robert de Niro ve Joe Pesci ile birlikte üçleyecek, rolüne hem fizik hem de bakışlarıyla o kadar uymuş ki. Son olarak, eski beyzbolcu ihtiyar doktor rolünde efsanevi Burt Lancaster, tesadüfe bakın, tam 104 yıl önce bu yazıyı yazdığım gün dünyaya gelmiş; From Here to Eternity, Birdman of Alcatraz gibi klasiklerin unutulmaz başrolü, dalyan gibi heybetli bir adam, kariyerinin sonlarında en dikkate değer performanslarından birini çıkarıyor.

 

Field of Dreams ilginç bir biçimde kadere de ikinci şanslara da yürekten inanan bir film. Durduğu nokta, babalar ve oğullar hakkında bir Salinger öyküsünü fanteziyle bütünleştirdiğinizde elde edeceğiniz nokta. Klasik Amerikan yazınının, doğayı ve duyguları bütünlüklü bir biçimde uzun uzun tasvir etme niteliği, filmin uyarlandığı kitapta da şaşmamış olsa gerek. Bu film, içinde beyzbol sahası olan bir çiftlik özleminin filmi. Field of Dreams, vaktiyle söylenmemiş, söylenememiş sevgi sözcüklerinin, birlikte geçirilememiş zamanın, hiç unutulmamış bir güzel güne ait hatıranın, tepilmiş fırsatların hayaletlerinin, belki doğuştan alınyazında olan o ulvi yola gitmek için bilerek tercih etmediklerinin filmi. Bu bir umut yolculuğu, sen inşa et gelirler; sen çağır "o" gelir, dermansız yare olmaz her derde deva bulunur umudu, daha iyi bir dünya umudu. Field of Dreams, işittiğin doğruyu inkar etmemenin cesareti, inançla desteklemenin ve coşkuyla sevmenin filmi. İşittiğimiz doğruya kulak verelim, inancımızı yüksek tutalım ve çok sevelim ümidiyle. Tüm okuyucularımıza sevgiler ve de selamlar.

fieldofdreams

Field of Dreams IMDB: http://www.imdb.com/title/tt0097351/

#sinema yazısı